15 Temmuz 2008 Salı

Unuttum...konu neydi ?

Sıcak...
Yaz...
Rehavet...

Öğlen vakti uyanıp Bilge'yi aramak...
Geliyorum. Simit alayım mı?

Annemde koltuğa karşılıklı uzanıp, uyur-uyanık muhabbetler etmek.
(Annemle Bilge hala komşu.)

Anneme misafirliğe gelen Halamdan İlker'in hiç hoşlanmaması.
O kadar ki...
Ona "Yenge Hanım" diye hitap etmesi.

(Ne biçim çocuk bu, hala gülüyorum.)

Ev.
Eski evimin aksine, sakin bir sokağa bakan, çok uslu- hiç sesi çıkmayan komşularım.
Serin rüzgarlar alan balkonum.

Televizyon.
Korku-karmaşa-endişe...
Sorular:
"N'oluyoruz biz? N'oluyoruz biz?"

Sonra bir gece vakti, saat 3'mü ne? Bir film. Korkuyorum Anne...
İlaç oldu, ilaç.
Bu ne güzel şey?
Filmde insanlar hapşırıyor, tüm oyuncular, kollarını kaşıyorlar...
Ben de kahkahalar eşliğinde onlarla beraber kolumu kaşıyorum.
Çok sevdim, tamamlayamadım ama.
Derhal cd'si bulunup en değerli köşeye konacak...:)

Ne yazı yazmak istiyor canım ne de birşey.
İstediklerimi, içimden taşanları yazamıyorum ki.
Sorular soramıyorum ki.

Hımmm...
Ay şunu yazayım, kendime düştüğüm not olsun.
Onlarca yıllık geçmiş olan parkımızı iki sene evvel yıktılar.
Tamamlamışlar şimdi.
Mini bir gölet, minderli çay bahçeleri yapmışlar.

Çoğunluğu bu şehre dışarıdan gelmiş insanlar, elimizden çocukluk hatıralarımızı aldılar.
Eski parkı özlüyorum.
Ayyy negüzel olmuşşş diyor kimileri yenisini görünce...
Hay ben senin zevkiye s....Hay ben seni tarih bilincine s.... diyorum, gülümseyerek.

Annem gençliğinde şehrin ileri gidenlerinin akşamları gidip dans ettiği lokali arıyor, özlüyor...
Ben parkın girişindeki bitkilerle yazılmış "Hoşgeldiniz" yazısını.
Çocukluğumdan beri oradaydı da...
Onu ne zaman görsem babamın elimden tutup o parka girdiğim ferah günleri anarım.
Yok artık.
Yerinde kale kapısı gibi zevksiz yuvarlak kapılar koymuşlar.

Tam 5000 ağaç kesilmiş.
5000
5000
Dımdızlak bir yer olmuş.
neyse, artık bir genç kızla erkek ağaçların altına girip öpüşemeyecek.
Büyük bir tehlikeden kurtulduk yani.

Hakikaten?
Bu şehirde yaşayan insanlara sormadan
nasıl değiştirirsiniz bu şehri?

Ettiğim lafa bak.
Tuhifim ben.






8 yorum:

Adsız dedi ki...

O şehirde yaşayan insanlar sadece belli zamanlarda hatırlanır ..
Hem de ne hatırlanma ?
Sonra, istediklerini alınca ..
Oyları ceplerinde koltuklarına oturunca ..
Unutuverirler ..
Birşey sormazlar ..
Bir bilen olarak herşeyi bizim adımıza, yerimize yaparlar Üçtemmuzum ..

Bu sıkıntı hali de bulaşıcı galiba ?
Gel kaçalım bi yerlere :)

uctemmuz dedi ki...

Kaçalım ya...:)
Baksana küfürler sıralamışım yazıya...Kaçma zamanım gelmiş sanırım...:)

geçkalmadımki dedi ki...

Haketmişler o küfürleri.. diline sağlık sevgili üçtemmuz..
Sevgiler...

uctemmuz dedi ki...

İnsanlar böyle "aniden" "hiç düşünmeden" "kıyaslamadan" "neye göre demeden" beğeniveriyorlar artık.
Bu da pek çok şeyi hangi insiyakla yaptıklarını göstermiyor mu sizce de?

Ece dedi ki...

O şehirde yaşayanlara sorulmamayı bırak, o ülkede yaşayanlara sorulmadan ÜLKE değiştiriliyor.
Sen neden bahsediyorsun bacım?
Her yiğit(!)kendi zevkini koyuyor ortaya..Kendi çıkarını..Beğenmiyorsan terket bu ülkeyi.Nasıl olsa yerini alacak arap-çorap birileri vardır.Ya da..Allah muhafaza.......

Sevgiler canım

burdasaklaniyorum dedi ki...

süpersin. ağzına diline sağlık.
bi öpeyim şöyle cork diye turuncum.

uctemmuz dedi ki...

ecem:
Bahsedebildiğim kadarından bahsediyorum...:)))
Bir de anlayabildiğim kadarından dilimin döndüğü kadarından...
Benden de çoook sevgiler canım...:)

burdasaklanıyorcuğum:
Gece vakti bir iyi geldi yorumun anlatamam...Öpücüğümü aldım, saçlarını karıştırdım...Ayıp etmezsem bir de burnuna pıt yapmak isterim...
Canım benim...:)

kumhavuzu dedi ki...

5000 ağaç:(
kendilerini kesseydiler yokluklarını farketmezdik..inan içim bile acımazdı..nasılsa onlardan çok var.