30 Haziran 2008 Pazartesi

Bir kadın için eski moda bir işkence metodu: James Bond



Hııı...Ahmet bayılıyor bunlara. Her Pazar gecesi TNT isimli o kanalda tüm seriyi izliyor.

Baygınlık geçiriyorum.
Benim bilgisayar Tv'nin yanında.
Bir dolu renkli toplara vurup, 9. levelini asla geçemediğim oyuna veriyorum kendimi...
Beynim dönüyor ama filmin sesi hala kulaklarımda...

Hey Allah'ım bunlar nasıl aptal kadın tiplemeleri...
Bir defa hepsi James'e vurgun.
Sarışın, esmer, kumral farketmiyor.
Fransız, İngiliz ve Japon olmalarının da bir önemi yok...

Bu hatunlardan biri vardı ki favorim:
Bir adada devasa bir güneş bataryası var.
James kilitli...
Ne yazık...
Bu hatuncuğa ne yapması, hangi düğmeyi kapatması gerektiğini söylüyor.
Kadıncayız yanlış düğmeyi poposuyla çalıştırmasın mı?
Ha ha haaaa....
Poposuyla diyorum.

Ve bu aptal kadıncayız rolünü oynayan aktris kim idiyse artık, o popoyu o düğmeye denk getirene kadar ne uğraştı görseniz...:)))
Gülücem..Ahmet bu film çok aptal diyicem...Onun deyimiyle maraza çıkacak...
Susuyorum, içim şişiyor...

Film seyretme aforizmaları var Ahmetin. Mesela benim için der ki:
"Senin seyretmediğin film henüz çekilmedi."
Çünkü ben bir filmi izlediysem hele de sevdiysem tek sahnesinden hatırlarım.
Kendi içinde der ki:
"Ben her filmi ilk kez seyrederim."
:))))))

Hiç birini hatırlamazzzz....

Süp-per ikiliyiz biz...

Döneyim James Bond'a...

Temel sormuş ya James Bond'a:
-Ne sigarası içiyorsun?
-Pall Mall...demiş James. Sonra sormuş Temel'e:
-Peki sen?
-Samsun Mamsun...

Temel'e film çektirsinler anacım...Bari Fadime onun hakkından gelmesini bilir...:)




28 Haziran 2008 Cumartesi

Mordillo forever :)



Kadın aşağıdaki gibi bir aşk hayal ediyor...




Erkek ise genelde bunu yapıyor...




Peki ama böyle olsa ya...:)

27 Haziran 2008 Cuma

Tanıdığım hatun tipleri...1 (Devamı olur mu bilmem...)

Hoooppp yeni okuyucu varsa bi kendine çeki-düzen versin bakayım:
Ben de bir hatunum ona göre...
Gelelim mevzuya:

Ben en iyisiyim tipi:

Yok hayatım yok...Bu kadını hiç bir konuda geçemezsiniz...
Mümkünü yok, uğraşmayın...

Mutfakta üstüne yoktur onun...
En iyi pasta börekler, yemekler, turşu, reçel, kap-kacak ve hatta cezve takımı onundur...
Uğraşmayınnn...

Kocayı en iyi o idare eder.

Çocuğunuzda disiplin problemi mi var?

E ne duruyorsunuz:
Ona sorun.

Bilir Ooooo...


Evinizin düzeni, çayı demleme şekliniz...hayır işte hiçbir şeyi düzgün yapamayan bir ...bir...bir...(kibar kelime aradım yok, bulamadım) andavalsınız siz.

Ya sorun ona, söylesin işte.

Ne yoruyorsunuz ki o dururken güzel kafanızı...

Ama aslında:

Bu kadın tipi ne kadar iyi yürekli, nekadar eğitimli olursa olun 5 dakikadan fazla muhabbete girmeyin.

Konuyu değiştirin.

O akıl vermeye başladığında beklenmedik bir soru sorun.

Dikkat dağıtın.

Sonra da kaçın...


O tek başına bir ordu zaten.

Size ihtiyacı yok ki...:)

Şimdi şöyle aslında...:)

Benimkisi inat değil...
Yani yazmıyorum ya...onun sebebi inat değil.

O kadar çok şey var ki söylemek istediğim.

Can arkadaşlar...

Yazılarınızı okuduğumda uzun uzun yorumlar yazıveriyorum.
Armut piş ağzıma düş durumu...:)

Aklımdakiler, hayallerim, düşüncelerim, duygularım mavi bir gökteki bulutlar gibi.

Bir bakıyorum oradalar.
Tekrar baktığımda onları değişmiş buluyorum.

Bi yakalasam...:)

24 Haziran 2008 Salı