12 Kasım 2010 Cuma

frambuaz

böğürtlen, çilek, sakız ağacı, denizin tuzu, yağmurun çıkardığı ses, el çırpmayı yeni öğrenmiş bir bebeğin ellerinden çıkan ses, cola'daki köpük, ağır abi: Türk kahvesindeki köpük, böreğin çıtırtısı, muhallebinin üstündeki fındık, sabah içilen ilk sigara, telefonda aramasını istediğin kişinin sesini duymak, gerçekten iyi bir şaka, gerçekten iyi ve kısa bir şiir, gürültüsüz bir film, otobüsle giderken dağ eteklerini seyretmek, susabildiğin biriyle vakit geçirmek, bağıra bağıra şarkı söyleme isteği, aniden patlamış kahkaha.
:)

8 Kasım 2010 Pazartesi

kendime

insan dediğin güzelliğine de derdine de şahit istiyor.
bazen vakarla bazen salya sümük bunu bekliyor.
satırları okuyup aklına ama canım diye başlayan cümleleri aklından geçirecek olanlara sabır dilerim...yapmayın, geçirmeyin. insansan paylaşabilirsin.

bazı savaşlar insanın o güne kadar inandığı masallara karşı veriliyor.
bazı savaşlarda savaştığın şey kendinsin.
kendi doğru bildiklerin, kendi inandıkların..sana diyor ki ama yapmaaa..sen bana inandığın için ben doğru olmak zorunda değilim.

anladığın an kazanmaya başladığın an.
kolay demedim..
kazandığın an dedim.
üstüne nasıl bir strateji geliştireceksin, bunu da çok merak ediyorum.
elde var bir doğru.
hadi inşaa et bakalım yeni kendini.:)
sevgiler Ünsüm.

7 Kasım 2010 Pazar

evet

kendime siyah bir tayt aldım.
çünkü dizüstü tabir edilen uzunlukta bir adet bluzum var idi.
onu kot pantolon üstüne giydiğimde görünüşü hoşuma gitmedi.
korkakmışım gibi geldim kendime.
ben kendime korkak dedirtir miyim üleynn..
sabredin daha fazla saçmalamayacağım.
en azında öyle umudediyorum.

taytı aldım.
giydim,beğendim.
ama evde.
hala dışarı çıkarken onu giyip de üzerine dizüstü bluzumu ekleyip sokağa çıkabilmişliğim yok.

ay evet azıcık korkağım.:)))
tarz değiştirmek için çok mu geç kaldım acaba?