7 Şubat 2016 Pazar

...

müthiş bir boşluk duygusu... asla kendini hiç bir şeye ait hissedememe hali. dünyadaki tüm insanlar yabancı, hepsi başka bir dünyadan gelmişler gibi. yeterince ince olanlar umursamaz, gerisi kaba, korkmuş, yılmış, birleşmek gerektiğine inanıp ayrışan insanlar.
hiç yaşama ümidi yok, çünkü dışarıdaki 'hayat' değil, can havliyle yapılan bir hayatta kalış... çığdan kaçanlarınki gibi, depremi duyup evden çıkmaya çalışanlar gibi, geminin battığını görüp diğerinin elinden can simidini çalanlar gibi.
aradan yıllar, yıllar geçer de bu satırları okuyan biri olur ve nasıldı acaba o yüzyıl diye sorarsa, cevabı için çok üzgünüm: canavarcaydı. dünya canavarlaşmıştı.

başta mizahla direnenler oldu, evet tek dayanakları, ince, keskin bir mizahtı bu insanların, çoğunluğu hayatının baharında gençlerdi. önce onlar yoruldu.

kenarda köşede parası olanlar için mutluyum, bir tek onlar insanca kaçabilir bu halden; bir köşeye çekilip otla, böcekle, bahçeyle yaşayıp gidebilirler. ama, evet, vakit geçmek bilmez, çığ geliyor çünkü. boşlukta çok daha farkedilir olacaktır bu.
diğerleri yaşama savaşının içinde, tam bir güvensizlik hali, dostlar, akrabalar, bilindik sırtını dayayabileceğin her şey yara almış, kimse kimseye tahammül edemiyor ve yaşamak zorundasın, kredi kartları falan var biliyo musun, feci şeyler onlar, adamı zorla yaşatır, o derece.
bir büyük sessizlik hali.
herkes o kadar korkuyor ki, en çok korktuğuna tapıyor.
sanki öyle ki; geceler-gündüzler bile değişmiş, doğa, doğa gibi kokmuyor.

ve en önemlisi ne gerçek, ne değil belirsiz.

tüm bu durumlara afili isimler bulanlar var. kimisi tüm bu ortamın insan eliyle üretildiğini öne sürüyor, kimisi daha ucu açık yorumlar yapıyor, hepsini takip etmeye çalışan biri olarak diyebilirim ki... net olan hiç bir şey yok.

bir tek şey kurtarabilir insanı; içten bir kahkaha. ama bunu atacak temiz benlik sadece bebeklerde ve hayvanlarda kaldı. geri kalan herkes korkunun esiri.

korku en pis şey, bazılarını şiddete götürüyor, sahip olduklarını kaybetme duygusu yaşayan insan, bulduğu ilk canlıya taciz, tecavüz, her tür şiddeti uyguluyor.
bazılarını hikmeti kendinden menkul bir inanç sistemine götürüyor, melekler, biliç bilmemneleri, onlar, bunlar, özlü söz dinleri çok popüler.

kimisi susuyor, korkudan yapıyor bunu, kimisi korktuğuna kul oluyor.

hep beraber mavi yuvarlakla beraber yuvarlanıp, bir yere doğru gidiyoruz.

hiç ümitsiz değilim. dünya, üzerindeki doğa, insanlık elbette yeni 'kahramanlar' bulacaktır, yeniden çiçekler açacaktır her yerde.

ama kendime geldiğimde, bir temiz bahar havası diliyorum, yeni bir ışık, yeni bir söz, gerçekten temiz yüreklerle dolu bir masa.

kolay ve ferah dilemeye hakkım var, diliyorum.
bence okuyucu, sen de dile. belki birimizinki kabul olur.

...

İnsan bazen çok yorgun hissediyor.