24 Kasım 2008 Pazartesi

***

Blogda ilk yazımı hatırlıyorum. Blogcudaki üçtemmuzda.:)
Nasıl bir heyecan, nasıl bir korku, nasıl bir sevinç, nasıl bir...

Sanki 17 ime gelmişim de en beyaz elbisemle sosyeteye takdim ediliyorum gibi hissetmiştim.:)))

Ben yazdım, okur musunuz diyorsun, bakalım aynı fikirde misiniz diyorsun, bilmediğin bu dünyayı, rumuzları, rumuzların arkasındaki kocaman hayatları keşfetmeye çıkıyorsun.:)

Macera diye buna denmez de neye denir...

Ne macerası, sıcak evinde oturuyorsun, olmadı kapatıverirsin blogu diye düşünen varsa ( ki blogcular arasında yoktur sanırım) yazmaya başladığında en derin yerinden yara alma ihtimalin var: ruhundan diye cevap verebilirim.

Başlarda yapmak istediğim şeyle bugün arasında epey fark var aslında.

Sokak oyunlarını anlatmak istiyordum en çok...komik mi bilmem...9 kiremiti, saklambacı, yakartopu, akşam ezanı okunduğundaki "Yaaa yine akşam oldu, yarına kadar nasıl sabredeceğim ben" i...

O tertemiz saf çocuk masumiyetini. Sokaktaki toza olan aşkımı, killi çamur bulduğumda define bulmuş kadar sevinmemi.

Çocuk tekerlemelerini, ebe seçmek için söylenen mini şarkıları:

Portakalı soydum
başucuma koydum
ben bir yalan uydurdum
duma duma dum
kırmızı mum
dedemin sakalına kondurdum.

Aklım orada hala...

En çok da şuna inanamıyorum...hani kapıya iki çocuk gelse, gel hadi sokağa dese, şortumu giyip çıkıp oynayacağım...:)))

İnsanın bedeninin yaşlanırken ruhunun bir yere takılıp kalması ne sinir bozucu.

Yoruldum biraz, anlaşılıyor değil mi? :)



8 yorum:

burdasaklaniyorum dedi ki...

bedne yaşlanırken ruhun bir yere takılıp kalması.....
bazen gerçekten de sinir bozucu oluyor ama.
ruh da yaşlanıp, ihtiyarlasa daha mı sinir bozucu olurdu acaba?
kız turuncum,
bak yakın otursak valla çalardım kapını hafta sonu, hadi top oynayalım, ya da ip falan atlayalım diye.
8)

kayipsimurg dedi ki...

Ruhun bir yere takılıp kaldıysa sakın şikayet etme:)
Ben yaklaşık 30 yıldır 18imi geçemedim :)
Bizim pencerenin altına gelip seslenirsen çıkarım seninle oynamaya:)
sevgiler

uctemmuz dedi ki...

İkinizle de oynıycam söz.:) Hatta çocuklukta yapmadığım şeyleri yapasım var. Zillleri çalıp kaçmak, biyerlere saklanıp kağıtları üçgen hale getirip boru içinden birilerine üflemek istiyorum...:)))
Var mısınız?

Adsız dedi ki...

haha.. ben hiç oynamazdım biliyo musun bi mızık mızık çocuktum ki..
=)
ama şimdi çağırsalar.. giderim..
=)

bi de.. senin dolfindeki yoruma.. koptum.. valla bak
yüksek sesle bir kahkaha.. atmışım.. kendi kendime =P..

öper ataletin kocamanından..
da gider..

kayipsimurg dedi ki...

Yok .. o kadar değil.:) O dediğinin sonucunda yaralamaya sebebiyet vermek var. Adına da müessir fiil diyorlar. Hadi sen yanında avukatın var diye güvenip yapıcan:) ben napiim :)

uctemmuz dedi ki...

ataletimmmm...düşündüm bir an ne yazdıydım ben dolphine diye....fırın eldivenini diyorsun dimi? :)))))Hala çantamda duruyor, yuh artık.:))))
Uzun yola çıkarken bir tane de kültablası atıyorum içine...o derece yani...:)
Öpperim kocaman...:)


Simurgcuğum...Öfkenin dışa vurumu o istek aslında.:)
Şöyle ki:
Ben çok yaramaz, hareketli bir çocuktum ama hiç başkasına zarar vermedim. Bir de Çerkes bir babanın kızı olarak Çerkes saygısı denen terbiye tedrisatından nasibi aldım.:)))
Şimdi bazen düşünüyorum şu andaki halime bakıp kızıyorum. Aptal şey niye bu kadar dikkatliydin, işe yaradı mı sanki diyorum.:)))
(Bol gülücüklü psikolojik tahlil.)

Ve yorumunla öğrendim ki artık bir avukatım var...Korksunlar benden artık...:) Yılların acısını çıkaracağım...
Çok sevgiler, ta kalbimden...

geçkalmadımki dedi ki...

Beni de alırmısınız oyununuza.. saklanbaç, simurg.. hep birlikte
(boş ver müessir fiilde yapalım) avukatımız ruhları çocuklukta takılmiş kalmış.. cezai ehliyetleri yok diye savunur bizi.. (duydunmu simurgcuğum)

Sevgiler...

uctemmuz dedi ki...

Aldık gitti...fight club'dan bile daha güzel hem...:)
9 kiremit club...
Çocukluğuna kaçan kadınlar klübü hatta...:)))
Bayıldım ben bu işe.
Çok sevgiler Fundacığım...