25 Aralık 2013 Çarşamba

bazıları...sizden sıkıldım...manzaramı kapatıyorsunuz...

hey! dışarıdaki çoğunluk..
akşamları iş çıkış saatinde otoyolları dolduran,
arabalara atlayıp diğer herkesi ezercesine hızla evine dönmeye çalışan sen
karına, kocana, çocuğuna, sevgiline
ve en zor..eğer varsa arkadaşına giden sen...
(diğerleri olabilir de bir şekil, senin gerçekten arkadaşın var mıdır..benim anladığım anlamda yani..emin olamıyorum. ihtimal veremiyorum.)

deli gibi sürüyorsun ya hani o arabayı..en ufak beklemeye takatin yok. sarı ışık yandığında, önündeki araca küfreder gibi kornaya asılıyorsun ya, geminden boşanmış gibi koşuyor koşuyorsun ya...
sen iş çıkışı saatinden evvel de aynı böylesin.
farkında değilsin.

eziyorsun, yıkıp, biçiyorsun.
ne ettiğin sözlerin ne de eylemlerinin sonucunu zerre umursamadan
kendi sınırlı dünyanın içindeki kıymeti kendinden menkul doğrularınla
yokedip yürüyorsun.

gözlerin bağlı, aklının insani tarafı bağlı, kalbin hiç kullanılmamış, sıfır km.de ölüyor
farkında değilsin.

farkında değilsin ve en çok kime zarar veriyorsun bilsen;
insan olanlara.
insan olmayı kafaya takmışlara.
yanına sadece inancının, kalbini, aklını, gönlünü, gözünü, sevgisini almış olanlara.
kimbilir belki de o senin çocuğundur her şeyden evvel.

bak dur bir.
çocuğuna hayatı nasıl öğrettiğini merak ettim şimdi.
hangi robot olma derslerini, hangi sırada veriyorsun acaba,  gözleri boncuk o çocuğa.
gittikçe sana mı benziyor o da?
benziyor evet..
arada senin çevresine ördüğü duvarı yıkmayı başaranları da
cezalandırıyorsun değil mi?
evet, yapıyorsun.
pislik.

çeşitleriniz var sizin.
kalbini rehber almayanların çeşitleri vardır.
oysa kalbini rehber alanlar aynı deryanın damlasıdırlar.
oysa sen kavanozlar içinde örneklenmiş çeşitlerden sadece birisin.
bir damlasın ve kavanozun içindesin.
derya umrunda değil ve derya da seninle ilgilenmiyor.

çeşitleriniz var evet.

kiminiz tek başınasınız.
aileniz var, karınız, kocanız, çocuklarınız ya da sevgilileriniz
futbol oynadığınız birileri
iş 'arkadaşları'. bazen geniş bir çevre hatta.

hayatta kalmak her şey sizin için.

ortalamanın üzerinde bir ev, arada yurt dışı seyahati yapabilme hayali, iyi bir araba ve giysiler.
trendler ve diğer günlük tüketimler.

hin bakarsın sen.
güvenilmezsindir.
çünkü aslında kendine güven denen şeyden bile yalan yanlış haberdar olmuşsundur.
kendinle hiç yüzleşmedin.
için hiç akmadı.
hiç gerçekten sevmedin
ya da
bunun ne olduğunu bile bilmiyorsun.

hayatla mücadelen en fazla iki fazda gider gelir:
kazananın yanında ol
gerektiğinde kıç yala.
sorun varsa, uzaklaş.

ve diğerleri..

geniş ekiplerle hayata karşı duranlar.

tek başına mücadele etmeyi aklından bile geçirmeyenler.
tehdit algısı içinde
kafam yenmesin, işgal ettiğim yer gitmesin diye
bir orduyla yaşayanlar.
(tam olarak anlatmayı başaramıyorum bunu)

karşına istifa etmek istediğini söyleyen biri geldiğinde:
bunu kimseyle konuştun mu diye soranlar.
:)))
hayır cevabını aldığında
şaşırıp (salak) diye düşünenler.

böyle bir duruşun manası üzerinde hiç kafa yormadan ömrünü tüketmişler.

karşındaki düşünür o anda
-çünkü ben sen değilim. tanrı korusun. ben orduyla yaşamıyorum. sadece sevenlerim ve sevdiklerim var.-

tehdit algısı seni yemiş bitirmiş,
o kadar çok kafa koparmışsın ki
insanlar senden öyle tiksiniyor ki
ya insanlar senden nefret ediyor.
 :)))
ediyor ve farkında değilsin.

gerizekalı.

hakkaten şimdi düşündüm de..
seni o çeşitlerden biri olarak alıp
senin hakkında yazıyor olmak,
bana kendimi küçük gösterdi.
değmezsin.

sustum. :)
zavallı.










Hiç yorum yok: