10 Ekim 2011 Pazartesi

tabiat ve ben

beni o hayranlıkla baktığım kırlara koysalar, açlıktan ölürüm. Bilumum börtü böcek korkusu, uzaktan gelen her havlama ya da viyaklama sesi yüreğime indirir. Bir kaç mevsim burdasın deseler elime tohumunu, suyunu, arazisini verseler domates bile yetiştiremem..değil ki buğdaydır, zeytindir, sonradan işlem gerektirecek her hangi bir bitki.
inek sağmayı bilmiyorum.:))tavuklar yumurtlayınca, yumurtaları saklarlar onu hatırlıyorum, arayıp bulabilirim ama hangi tavuk kuluçkaya yatacak, ne yapmak gerekir hiç fikrim yok.
hazır un tereyağ varsa hayatta kalmam mümkün. felaket hamur açarım, ekmek filan yaparım, ona eyvallah. ama kırda diğerlerinden ayırabileceğim tek ot kuzu kulağı. çok canım istedi, bak şimdi.
yok yok..makineleştik, öcü teknoloji filan demeyeceğim.
de..
yaşadığım dünyadan bu kadar kopuk olmak da ağırıma gidiyor hani.
ağaçları-bir kaç tanesi hariç- ayıramam.
ya ben ne çok şey bilmiyorum.
o koyunlar kırpılacak, yün olacak
sütler kaynatılıp peynir yapılacak
sütü sağdım da peynir yapması kusur kaldı
her neyse..

yakınlarda ıssız adaya filan düşmeyi de planlamıyorum.

nerden geldi aklıma bunlar bilmem.

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Ay ne cahilsiiiinnnn!!!!:)))))))
Ece :)))))))))

Adsız dedi ki...

gece yarısı.. istanbulun orta göbeğinde.. inek de almamız lazım demiştim de.. şoka sokmuştum.. çbyi..

gugldan öğrenicez zahir her şeyi..
staj yapmaya vakit kalmazsa.. eğer bir bilenin yanında..
durup dururken de koyun kırkmak öğrenilmez ki annem..
her zaman sınıflar olmuştur..
toprak işleyenler avlanıp savaşanlar..
okuyup yazanlar..
hep ayrı olmuş toplum kurulalı beri..

üzme kendini..
=)

atalet..

uctemmuz dedi ki...

Ecem bi halt bilmiyorum ki.:))))

ataletim üzmem de..O yünü verirler bana örerim, un verirler işiririm, yumurtayı rafadan hazırlayabilirim. Katkım budur.:))Benden fazla şey ummayın diyorum.:)))