bir şekilde dünyanın sonunun geldiğini düşünmekteyim epeydir.
şu 21 aralık 2012 tevatürleri, spirütüalizmin bize söyleyip durduğu foton çağı, aydınlanma çağı filan bir yana..benimkisi ta içimden gelen kuvvetli bir his.
bunca neslin, bunca kültürün, emeğin ve binlerce yıllık çabanın ardından insanın geldiği durumu o kadar üzücü buluyorum ki artık bu durumdan sıkılmaya başladım.
bunlar kişisel düşüncelerim, hatta hislerim, belki de "ben" bitmişimdir, olabilir. ama bu sayfayı bunun için seviyorum. eskiz defterim benim, yirim seni.
çok sıkıcı abi.
ilk gençliğimde her hafta Gırgır dergisinin son sayısını almaya giderken içimde uyanan heyecanı hatırıyorum..bu yaşımda bir kitapçı dükkanını bana hediye etseler yarısı kadar zevk almam. kaos teoreminiilk duyduğumda hissettiğim heyecanı hatırlıyorum. bu konudaki laf salatalarımı dinleyebileceğine inandığım herkese...ama herkese saatlerce ellerimi kollarımı sallayıp, derin nefesler alıp bu konudan konuşmuştum. bıraksalar yıllarca susmayacak gibiydim.
bu heyecan da içimde epeydir yok.
yeni bir dans figürü izlemek beni heyecanlandırabilir..matrix'i, bir, iki, üçüncü izleyişimde duyduğum merağı uyandıracak bir "yeni" film de işe yarayabilir. ya da "bir gün bir kitap okudum ve hayatım değişti" cümlesinin kitleler üzerinde yarattığı etkiye benzer bir cümle..ama epeydir böyle heyecanlanmıyorum.
kafamın üstünde bir baloncuk, içinde "boring boring boring" yazısı, hı hı evet çok eğlenceliymiş cidden deyip, içimden püfff şimdi patlıycam diye konuşan birine dönüştüm.
misal yeni bir mizah tarzı..ne iyigiderdi..ama yok..Mükremin'le Lütfiye'yi, Sıdıka'yı, "Karşı Show" u arıyor ama tabi ki bulamıyorum.
bulsam da köprünün altından çoook sular aktı, o sular ağzıma s..tı. bana yeni sözler, gülecek yeni şeyler lazım cancağızım.
ezildiğinin ve köle olduğunun farkına varamayan insan türü dünyanın sonunu getirdi.
köle olduğunun, her gün sıradanlaştığının, kula kulluk ettiğinin farkına varamayan insanlar arttıkça, dünya kuruyor, deve dikeni her yer.
çok sıradan her şey..ve her şey çok eski..bazen bir anıyı, sadece bir anlığına canlandırmaya yetecek kadar ışık çakıyor ama ne olduğunu anlamadan sönüp gidiyor.
eskiden..net hatırlıyorum, hayret, buna dokunamamışlar ;)
eskiden..mutluluk hayalimin arka planı şu idi: yeşil çimler üzerinde bir gece vakti tahta büyük masalar kurulmuş,üzerinde çeşit çeşit yemekler, renkli küçük ampuller aydınlatıyor ortalığı sanırsın ama asıl aydınlık ülen füzel insanların sevgi ve kahkahasından geliyor.
insanlar birbirne neşeyle takılıyor, yeniliyor, içiliyor..kuytularda gençler yeni aşkın heyecanına yelken açıyorlar ve bir kaç yaşlı illa ki uyuyor.
Bu hayal artık benden çok uzaklaştı.
İnsanlardan bu kadar korkmaya başlamışken, her birinin kişilikleri birbirinin kopyası haline gelmişken beni bu hayalde de heyecanlandıran bir şey kalmadı..
Facebook sayfamda bir Levi's reklamı paylaştım.
ilginizi çekerse bir bakıverin..
o duvarları öyle parçalayasım, bu dünyadan kaçasım, uzayın maviliğinde kaybolasım var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder