Yeteri kadar zaman geçip ölülerini başkaları unuttuğunda, oh nihayet, şükür sonunda, sen ölülerinle başbaşa kalabilirsin.
İşin ironik tarafı şu ki; tam bu yalnızlığın şükrü için başını kaldırmışken, bir insana da ihtiyaç duyabilirsin.
ama yoklar, gittiler.
onlar için olağan yas süresi bitti.
hatta onların gözünde senin için de bitmeli. sana izin verdiler, doyasıya kullansaydın.
sittiret.
kısa sürelidir bu ihtiyaç anı, hemen sonrasına kendine dönüp, oha be hakkaten başbaşayım demenin manyak sevincini gerçekten, ta içinde, en derinde yaşayabilirsin.
bu vartayı da atlattık. onları başarıyla savuşturduk.
şimdi canlarım, gerçekten başbaşayız.
İnsanlık halleri bunlar, yaşanmadan ne hissetireceği bilinmez.
yaşamanın en güzel tarafı budur.
2 yorum:
Ne kadar yakın tarihlerimiz..Bu zamanlarda hep aklımdasın(ız).
Nisan ayını hiç sevmiyorum.Sende 4 yıl,bende 6...İçim daralıyor :(
Çok öpüyorum yavrucuğum
Hayata farklı ve belki daha gerçk bir açıdan bakma şansına sahibiz biz.
objeler, insanlar, hayvanlar, çiçekler, yolculuklar, bir müddet sahipçilik oyunu oynadığımız anlar.
Gerçek olmadığını anladık.
Ama bu söyleyeni de sevmiyorlar.
ki bunu söyleyen, sevilsin diye söylemez.
yine de söylememeli belki.
:)
İnsanı başka hayatlarla ortaklıktan bir nebza kaçıran bir durum diyelim Ecem.
Yorum Gönder