28 Temmuz 2015 Salı

bilog tık tık tık

sevkili bilog, ben geldim.

aç koynunu ben geleyzdım.
çok koşarak geldim.
seke seke geldim, söve söve geldim.

bilok ben çok sıkıldım.

herkes kan, vahşet diyor, dikkat diyor, oraya gitme, buradan gelme diyor, patlar diyor, bom olur havaya uçarsın diyor.

sevkili bilog hani ben bunlardan muaftım?

hani ben patlasam neeee, patlamasam neee diyeyazıyordum, hani ben geçtiydim bunları?

yine mi hep ölüm sevkili bilog? yine mi hep gözyaşı?

sıkılmadılar mı, gerçek ölüm görene dek anlamayacaklar mı, illa mı sevdiceklerinin üzerine toprak atmaları gerek bilogcum?

ama çok ısrarcıysalar ben ne yapabilirim sevgili bilok?
iiiçbişey. de mi ya?

yapmak da istemiyorum, bazen de istiyorum ama sonra sıkılıyorum bilok.

çok sevgi birikti bilog.
çok fazla sevgi birikti.

ve o birken sevginin akacağı yerde çok fazla namertlik var.

ben belki de kendime kapanmalı ve sessizce...
bilmiyorum ki.

ama bilog bazen de hiç bir şey gerçek değil.
güven çok az.

Bilemiyorum yanlışsa affetsin ama bazen Allah Baba bir tek Onu seveyim istiyormış gibi geliyor.

Çünkü gerçekten sevilecek...neyse, derin mevzu, seni aşar.

derinlik lazım.

severken, aşık olurken, hayatın her anında ve her anına derinden yapışmalı insan. o zaman bırakmak da kolay olur.

iliştirilenler oysa, neyse bu da benim işim değil.
benim işim, ben'im.

yani akıl karışması iyidir ama
çok fazla savaş var, çok kan ve asil değil sonrasında olanlar... çok üzücü bu.

yani ölümden de beteri, nezaket yok bilog.
ölmekle öldürülmekle kalınmıyor bıdır bıdır kutsallara laf saydırılıyor bilog.

ben yoruldum.
ama
ben yorulmam da.
bilirsin bilog.

hem kim bilir
bakarsın bir mucize olur
yeniden severiz bilog.

Hiç yorum yok: