23 Nisan 2013 Salı

1 Mayıs'a günler kala, gemimin yelkenleri

1 Mayıs'a Günler kala ben içim bulanarak düşünüyorum.
Bir yılda neler oldu?
Bir yılda neler olabilir ki?
Bir yılda neler olmaz ki, neler olamaz ki? aklın durur.


Bundan bir yıl evvel...
bütün güzel hayallerin bittiği, benim ve ailemin yaşamının bittiği o geceden sonra ben evde oturmuş deliler gibi bejeweled oynuyordum.
Tv hep açıktı.
önümde iki kumanda, açık bilgisayarım, sürekli yanan sigaram ve kültablam ve ben ve ben ve ben...

ülkeyi ben idare ediyordum, hani öyle bir haber kanallarını takip etme şekli
onu geç
bu minicik kafayı ve içindeki hiç durmadan çalışan beyni meşgul etmek için
bilim adamlarının hayatını okuyor, tüm kadim bilgilere göz atmaya çalışıyor, kendimce bağlantılar bile yapıyordum.
acı vardı ama
şimdiki gibi değil
daha çok umut vardı ve Umut vardı.

sevgi yumağı bir insan olarak tüm bunları yeterince yaptığıma ikna olup
hayata giriş 101'i teoride bırakıp, pratiğe uygulamaya karar verdim.

açık olan sohbetten, bir kardeşime seslendim.
"bana uygun İngilizce kursunuz var mı?"
cevap bir dosttan gelebilecek şekildeydi:
"yeter ki sen gel"

oki dedim pazartesi kursa başladım.
o kendini bilir harika bir kadın ve harika bir öğretmen tanıdım orada. bir de harika velet. o da kendini bilir.

hiç beklenmedik şekilde bir kaç hafta sonra da iş buldum.
hem de bir dergide.
ne olarak bilmem?

ama iki hafta sonra yazıyordum, ilk çocukluk hayalim gerçek olmuştu.
hemen ardından röportaj yapabildiğim keşfedildi.
en çok ben şaşırdım.

geçmişteki 10 yıllık "dolu" hayat bana insan hikayelerini merak etmekten öte, onları anlamayı öğretmişti.
çok şaşırdım ama daha çok sevindim.

hayata daldım.

mutluydum da.

bir çok güzellik oldu.
kendimi sevdim en önemlisi.
beni üzen bir kaç insana uzaktan bakabildim.
kendimi daha çok sevdim.
neyse.

susup pusabileceğim anlarda tabi ki bunu yapmadım.
bir gün kapıyı çarpıp işimden ayrıldım.
sonra yine koşturmaca.

ve sonra başka bir şehir
başka bir iş
yeni insanların hayatları.

Bütün bunlar 1 tek yılda oldu.


ilk hayatımda neyden korktuysam bu yıl üstüne gittim.
bir dolu hata yaptım.
çok aceleciydim
çok sabırsız
çok telaşlı
hesapsız kitapsız.

ama başka türlü olamazdı ki...


senin hiç ikinci hayatın oldu mu dostum?

olmadıysa çok özenme
ya da ne bileyim özen sen bilirsin.

hey, ben bir gemideyim.
yelkenleri kocaman.

rüzgar o yelkenleri üflüyor.
gemim gidiyor.

nereye?
Vallahi güzel bir yere...

Umut seni çok seviyorum.
bazen hele son günlerde azıcık beni unuttun sanıyorum da kendimden bir utanıyorum sorma annem.

vallahi kıçını ısırırım.
kaç yaşında olduğuna bakmam ısırırım.
ne halt edersen et
anneciği bırakmak yok.

o senin için asılıyor.
Üfle gemimin yelkenlerine veletim.


Ve bu bir yılda hayatıma giren insanlar
kiminiz beni çok mutlu etti, kiminiz üzdü, kiminiz şaşırttı.
Ama hepinize teşekkür ederim.

Sizi tanımak ve hayatımda olmanız çok güzel.

Benim savaşımı bilmek zorunda değilsiniz.
Ben de sizinkini bilemem.
ama bana inanın
bana ve samimiyetime inanın.
kendi hayatımdan dolayı
sizin hayatınızı hiç bilmeden bile
size çok saygım var.


2 yorum:

lale dedi ki...

umarım bu yazıyı okumadığımı düşünmemişsindir hiç. Hem de ilk yazdığın an okudum...Ama bazen sessizlikte iyidir be Ünsalım, gereklidir hatta...

Ama şimdi bi ses vereyim istedim, seni duydum diyeyim istedim.

uctemmuz dedi ki...

ne iyi ettin Lale, duyulmak büyük lüks. hem de konuşmamayı öğrenmişken.