7 Ekim 2012 Pazar

*

İçimde anlatmaya asla cesaret edemediğim binlerce acı, hep tuttuğum gözyaşları saklı.
Tüm bunları anlatmamaya ve o yaşları dökmemeye geçmişte bir yerde söz vermişim sanki.
Ne olmuş, nasıl olmuş, bana bunu ne yaptırmış bilmiyorum.
Ama şikayet etmekten acizim.

Değil şikayet etmek, uf bile diyemiyorum. Bir şey bana engel oluyor.
Uf demek istediğim anda ağzımdan bir gülücük sesi dökülüveriyor.

Bu çok tuhaf ve bu tuhaflık sırtımdan taşınamaz bir yük artık.

Kimseye bir şey ispat etmeye çalıştığım yok, sadece başka türlü davranmayı unutmuşum, nasıl yapılır onu da bilmiyorum.
Bu nedenle azıcık bile içimi döktüğümde "öyle düşünme" "böyle deme" dendiğinde çaresizliğe kapılıyorum.
Daha bir şey dememiştim ki...
Bugüne kadar hiç dertlenmedim ki...
Kendi derdimle başkasını üzmedim ki...

Herkes o kadar alışmış ki bu halime, yenilmiş bir ben gördüklerinde elleri ayaklarına dolanıyor.
Zaten bildiklerimi bana söylüyorlar.

Bir yerde bir tuhaflık var, anlamaya çalışıyorum.
Belki çıkış kapısı oradadır.

3 yorum:

"bi" dedi ki...

sarılsam?
8/

uctemmuz dedi ki...

ben de

laleninbahcesi dedi ki...

Üç temmuzum ya , ben teselli edilmekten hiç hoşlanmam, teselli oalacağıma daha bi coşarım.
Ney sana iyi geliyorsa onu yap...gerisi tın de...

öptüm bi de