19 Aralık 2011 Pazartesi

o ve ben

"önce kendinle barışman lazım" dedi diğer kadın.
çok akıllıydı, neler olup bittiğini görebiliyordu, sakindi ve ciddiydi.

bense bunların hepsine çok uzaktım.

aklımdan " ama bu ne demek" sorusu geçti.
keşke insanlar akıllarından geçen ilk cümleyi söyleseler karşılarındakine.
o zaman iletişim ne kolay olurdu.

tahteravallide gibiydik ikimiz
birimiz yukarı
birimiz aşağı

aynı düzlemde buluşamıyorduk.


buluşsak anlayacaktık belki birbirimizi anlayamayacağımızı.

"kendinle barışmak ne demek ve nasıl yapılır?" dedim aniden.
sesim süslenmedik net konuşmalara yabancı olduğumu ele veriyordu.
"nasıl yapılır? orada durmuş sallayıp duruyorsun, akıl veriyorsun..da..bıktım bu flu laflardan" dedim.

güldü.
ay, ne sinir bozucu.

insanı öldürecek kadar sakindi.
her şeyi biliyordu
ve onu bu nedenle oracıkta boğabilirdim.

içimdeki öfke, isyan çizgi filmlerdeki bulutlu şimşek ve atraksiyon görüntüleri gibi yükseldi ağzıma doğru.

"çok aptalsın" dedim.
"çok aptalsın, daha da üzücü olan yanı kendini akıllı sanıyor olman" dedim.
gülümseme sırası bendeydi.

"ne ki?" dedi.."öyle olsam ne yazar?" "zor durumda olan sensin" dedi.
hayır, bir de terbiyesizmiş. bunu anladım.

olay gittikçe neşeli bir hal alıyordu.
"haaa" dedim.."şöyle yola gel" "bak bu halin daha gerçek."


"gerçek nedir ki?" dedi.."bi milyon tane gerçek var etrafında. gerizekalı, görmüyor musun?"

ikimiz de üzüldük.
birazcık sustuk.

neden buradaydık?
ne yapıyorduk?
şimdiye dek ne yapmıştık?
elimizde kalan neydi?
hiç başarımız var mıydı?
somut bir şey.

yoktu.

ikimizin de elleri bomboştu.
yine neşelendik.
mağlubiyetin verdiği neşe duygusu hiç bir şeyde yoktur.

belki yine konuşuruz diye düşündük ve aynı bedene belkilerle geri döndük.

7 yorum:

Adsız dedi ki...

içsesler.. iç benliklerse..
benimkiler de çok bilmiş.. çok bilen çok filozof.. çok bisürüşey oluyorlar bazen.....

olsun aslolan kendinle dyalogtur..
atalet..

uctemmuz dedi ki...

belki de ilk adım "ben ne olacağım?" diye düşünmektir.
haytta en korktuğum, nefret ettiğim, kendime yakıştıramadığım soru.

.. dedi ki...

ünsüm.. bişey diyim de gül.
evet bu bi iç konuşma olabilir ama ben nasıl yakıştırdım ve öyle okudum biliyor musun?
bir danışan ve bir psikolog arasında geçen konuşma gibi.
zira o herşeyi çok bilen ve süslü laflarla konuşabilme becerisi kazanmış psikologların aslında göründükleri kadar "aşmış" olmadıklarına dair bir inancım var.
öyle olunca da ben de içimden onlara hep "kendini çok akıllı sanıyorsun ama, senin oturduğun koltukta otururken ben de senin kadar akıllıyım" demek geliyor.
iş orada otururken ahkam kesmek değil ki...
ay neyse...
yani diyeceğim şu:
dedim ki:
"vaayyy.. üns direk olarak 'çok aptalsın' diyebilmiş kadına!"
ama bi düşünsene
ben psikoloğa "çok aptalsın" desem
o da bana "terbiyesiz" dese..
daha samimi bir seans olma mı?
uzattım ya, sen kusura bakmazsın.
bak bizim aramızda öyle teklifsiz bi durum var işte.
psikoloğum olur usun Üns?
8))

uctemmuz dedi ki...

yok, bu tamamen bir iç konuşma..ben ve ben arasında. aslında daha kalabalığız burdam..burda rastgele ikisi konuşuyor.:)))seni seviyorum, çok güldüm yorumuna..v evet benim çok sevdiğim bir doktorum var..ama biz net anlaşabiliyoruz. sanki tedaviden ziyade- çünkü benim yaşadığım tedavilik bir şey değil, acıya katlanma yolları mı desem- hayat üzerine konuşmalar..doğrusu olmayn, birlikt bir yol ararmış gibi.bazen anlamadığım yerler oluyor, eve gelip düşünüyorum, sonraki konuşmada cevap veriyorum. biraz geç intikal var bende.:)))

Adsız dedi ki...

Yaaa ben sizi niye bu kadar seviyorum ki? Kimsiniz? Hangisisiniz? Ben kimim? Ben hangisiyim?

Psikologsuz-psikiyatrsız..Bildiğin çatlak(Ece)

Hadi sarılalım..Ohmmm

laleninbahcesi dedi ki...

Ünsalım ya, önce psikologla karşılıklı konuşma sandım ama , sıra aptalsın maptalsın demeye gelince, yapmaz benim Ünsüm dedim ya :))
Bu iç konuşmaları , genelde pencereden dışarı bakarken yaparım bi sürü Lale ile...bilsen ne kadar çoklar. Bzen kafamı şişiriyorlar.

uctemmuz dedi ki...

Ecemmmm sarılalımmm sıkı sıkııı.:)))ya nasıl seviyorum seni:)))


he lalem yapmam yapamam Valla. ama kendime ağzıma ne elirse söylüyorum.:))pencereden bakmak da ne acayip şeydir..hele önünde geniş bir manzara varsa..kafa şişirmek ne insan oynatır ayol.:)))