Yürümeyi hiç sevmezdim. tek başıma çıkıp dolaşmayı, vitrinlere bakmayı..vitrine bakmak nedir zaten, hiç hoşlanmazdım.:)
ilk KİT deneyimizimden sonra ilk kez dışarı çıktığımız anı hatırlıyorum..29 gün kapalı kalmıştık anne oğul. aynı odada. hiç dışarı çıkmadan.
içeriye sadece her gün değişen hemşiremiz ve doktorumuz girebiliyordu. onlar da özel giysilerle, maske, bere eşliğinde.
o nakil bizim için eğlenceli geçti sayılır. yani nakil kavramına baktığımızda diyorum.
Umutun genel sağlık durumu çok iyiydi, üstelik Halit içeriden 25 yada 26 günde çıkmıştı. kendimize bu rakamı barem belirledik..hadi bakalım Bismillah deyip girdik içeri.
:)
çok film izledik birlikte.
o guitar hero oynadı bol bol.
bu konuda da nasıl iyiydi be..:))melodiler hala kulağımda.
ben yanıma pembiş renklerden ebruli bir ip almıştım. örgü umrumda değildi, bir şeyle oyalanmak istiyordum. renkli boyama kalemlerim ve resim defterim bile vardı ama hiç çizmedim.
her sabah uyanınca camdan bakardım..cam açılamaz, zaten açmak mümkün değildir. aşağıya hastane önünde bekleyenleri izlerdim. çok kez yürüdüğüm o yola bakardım, uzaklara forum bornova'ya bakardım. ışıklara elimi uzatıp tutardım, yine birlikte neşeyle orada olabilecek miyiz?
sigara içmeyi çok özledim yalan yok ama dayandım. zaten içemezsin. bir yağmurlu kış gecesi servisteki anneler toplanmış benim şerefime sigara içmeye karar vermişler. telefon ettiler, cama çık dediler. yağmur altında içtiler o sigarayı, ben sevinçle ağladım. çok güzeldi.
belki okuyunca orada koca bir gün nasıl geçer diyebilirsiniz. çocuğun ve sizin sağlığı ve diğer çocukların sağlığı iyiyse neşeyle bile geçebilir. hem de hızla geçer.
çok iş vardır. sürekli temizlenecek, yıkanacak bir şeyler çıkar, buna rağmen günde iki Türk kahvesi, sayısız capuccino, çay içmeye vakit vardır.
çok huzurluyduk ilk nakilde.
Keçilere Bakan Adamlar filmini izleyişimizi hatırlıyorum, o kadar gülmüştük ki, ışığı kapatıp ağzımızı ellerimizle kapamıştık.:)))çok sevmiştik filmi.:) bizim için çekildiğine inandık.
sonra 29. gün..Önce çocuk dışarı çıkar..ki anne kalıp eşyaları dışarı çıkarabilsin.:)
Umutumu avazı çıktığı kadar ağlayan baba ve dayıya teslim ettim kapıda, hemşirelerimiz de onlarla birlikte ağlarken ben sadece şükürle aşağıda olmayı hayal edebiliyordum.
eşyaları çıkardım, içeridekilerle vedalaştım, ailemle sarıldım ve tek başıma aşağı indim.
Böyle anlarda başka insanlar silinir hafızadan, an an kaydedilmiş bilgiler kalır sadece.
Nakile girdiğim andan itibaren cebimde duran sigara pakedini çıkardım.
elimde tuttum.
dışarı baktım.
havaya, herşeye.
sigara çıkardım bir tane, onu inceledim.
29gündür içmiyordum.
temizdim.
yanaklarıma kan gelmişti.
ağzımın tadı yerine gelmişti.
yavaşça dudağıma ötürdüm sigarayı, yaktım.
iğrençti.
çok güzeldi.
dışarıdaydım.
o günden beri yürümek benim için bir keyif.
yürürken sanki ben bir gemiyim, yavaş yavaş, arkamda bembeyaz köpükler bırakarak yürüyorum.
yanımdan geçen her şeyi selamlıyorum. onlar farketmeseler de.
6 yorum:
yürümek artık benim için de daha anlamlı...Ünsalımm
İşte ben de bu yüzden hep dolaşıyorum..O iki buçuk yıldan sonra, artık acısını çıkartırcasına hep sokaklardayım.
Sigaraya lâfım yok.Bazen iğrennçç bazen de çok keyif..
Hep..Her zaman..Her şey keyif olsun Üns'üm.
Ece
içeri ve dışarı kavramı..
hastanede.. pencereden bakıyordum..
bi motorlu geldi yanaştı ana kapıya.. arkasından bi çıtır indirdi.. gitti..
gidiyor olmasının hafifliği..
yeni felç geçirmiş.. yeni kalp ameliyatı olmuş o zamanlar sk olan çbye..
iyileş de.. birer motorun arkasına oturalım.. iki ayrı yöne.. bu günleri bilmeyenlerle gidelimmm demiştim..
bazen de dilekler farklı şekillerde dile gelip farklı şekillerde kabul ediliyor..
içeriyi bilmeyen..
dışarının anlamını bilemez..
atalet...
orada olsaydım, yağmur altında senin için sigara içen o grubun arasında olurdum, sigara içmiyor olsam da..içerdim senin için.
buna izin verir miydim hayır..:)daha güzel yerlerde görelim hem birbirimizi, seni çok seviyorum.:)
seni seviyorum ben
kumm
Yorum Gönder