seni tanıdığıma memnun olmadım..şimdilik.
bakalım, daha sonra belki.
kendimi tanıma diyalogları numara 1.
-çok fazla güveniyorsun kendine.
-öyle değil.
-nedir bu herkesi kurtarma, sarma, sarmalama merakın o halde?
-kendiliğinden oluyor. Vallahi.
-hayır. kendini kandır, beni değil.
-borçluyum ama. insanlara bunu borçlu değil miyiz hepimiz?
-iyi de, hayatını bunun üstüne inşaa etmişsin sen. doz aşımı diye bir şey var?
-çok yorgunum.
-çok yorgunsun.
-sessizlik istiyorum.
-sessizlik istiyorsun.
-ama durmadan bana soruyorlar, bana anlatıyorlar hayatlarını.
-biliyorum tatlım.
-yanlış bir şey gördüm mü düzeltmek istiyorum, mutlu olsunlar istiyorum.
-yanlış?
-yanlış, evet. çocukları var ilgilenmiyorlar, dinlemiyorlar..ya da düzeltemeyecekleri şeylere takılıp gidiyorlar.
-:)
-gülme.
-sen yapmıyor musun?
-bunun geleceğini biliyordum. yapıyorumdur. yaptığımda beni de sarmalayan yardım eden insanlar oluyor ama. onlar melek.
-biliyorum, gerçekten öyleler.
-ama ben yoruldum.
-yoruldun tatlım.
-biraz dinlensem ya.
-biraz dinlensen ya..
-:)
-:)
5 yorum:
biraz dinlenebilsen ya...
keşke. ve gerçekten.
böylece başlamış oldum bakalım burdam. kendimle konuşarak.
burdam bana gülme..aslında sorun başkalarının anlattıklarında asla değil. benim kendi hikayemi sürekli anlatmak zorunda kalmamda ve iyi olduğumu söylemek zorunda bırakılmamda.:) çünkü her savunduğumda içimden bir şeyler kopup gidiyor.
"zorunda bırakılmak"
ne gıcık bişey be ünsüm.
hep de oluyor, bi sürü konuda,kimi saçma sapan, kimi en önemli...
padişahlık döneminde olsak hani, padişahtan bi "delidir!" fermanı çıkarttırsak, sonra aklımıza eseni, tam da estiği gibi, zerre kadar ölçüp biçmeden yapıversek de "fermanlı bu" diye kimse ilişmese.
seni bilmem de ben bazen tam da böyle istiyorum.
8)
bu seni öpmeme mani mi? değil tabi. teklifsizce öperim 8)
öpmezsen darılırım.:)))
ben sana fermanı verdim gitti. sen de bana yolla, uygun bir zamanda..birbirimizden fermanlı olalım.:)))
ya, canımsın sen benimmm.:)
Yorum Gönder