9 Nisan 2009 Perşembe

istediğin ismi koy bu yazıya okuyucu dost

hepimiz kendi hayatımızın spiralleri içinde yuvarlanıp gidiyoruz.
kimimize bir rüzgar denk geliyor, spirallerden yukarı savuruyor onu..eğer kişi akıllıysa tutunuyor o rüzgara, onunla beraber yükseliyor.
ya da bazen aniden hava boşluğuna rastlıyor insan, durmadan vura çarpa düşüyor.

ufacık bir düşmede bağırıp çağıranlar, ağlayıp sızlayanlar var.
hatta ortada bir sorun yokken bile yapıyorlar bunu.
şikayet ediyorlar.
durmadan.
dinleyende kafa göz bırakmıyorlar.

kimisi öyle değil.
düştükçe içi parçalanıyor, kafasını vurduğu her yerde kalbinin bir parçasını bırakıyor
ama
bakın onun yüzüne bir...
size gülümser o.

bazen canı öyle ynar ki, kahkahalar atar.
anlayamazsınız.

ben kulların hiç birini eleştiremem.
herkesin yolu farklı, yapısı farklı, yaşadığı farklı...
bazen hata edip de ama bunu neden böyle yapmış dediğimde kendimi toparlarım.
toparlamak için çalışırım.
çünkü ben onun yüreğinde neler olup bitiyor bilemem.

o rüzgarı yakalamayı herkes ister...
herkes yakalayabilir mi?
ve zaman zaman hepimiz için esiyor o rüzgar.
estiğinde onu tanıyacak ve tutunup, ona kendimizi bırakacak kadar akıllı davranabilir miyiz?

bilmiyorum.
hepimiz için öyle olmasını diliyorum sadece...

11 yorum:

.. dedi ki...

ne güzel, ne doğru yazmışsın.
doğru gelsin ya da gelmesin, başka tavırları, başka davranışları, başka insanları eleştirmeme, yargılamama huyu edinmek hayalim.
herkesi kendi özel durumunda, kendi sebepleriyle kabul etmek ve bir sufi gibi hoşgörülü, yargısız olmak hayalim. her duygunun sebebini kendi içimde aramak ve çözmek....
ne kadar başarırım.
başarabilir miyim.
aslında sanmıyorum.
sadece arzu ediyorum.
ulaşamayacak olsam da var olduğunu bildiğim bir olgunluğa saygı ile bakıyorum.
seni seviyorum ünsüm.
bilgini, doğrunu, sözünü...
öpüyorum.

Adsız dedi ki...

benim martı kanadım..
senin rüzgarın..
yükselsin ..
hep dilerim..
=)

atalet..

uctemmuz dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
uctemmuz dedi ki...

Ben de seni seviyorum burdacım...:)ve ataletim senin Jonathan'la benim yengeci tanıştırasım var...:)

geçkalmadımki dedi ki...

yukarıdaki yorumların aynısı benden de..
ve ben de seni çoook seviyorum...

uctemmuz dedi ki...

:) sağol fundacığım...

Ece dedi ki...

Başkalarında eleştirdiğin şeyler, aslında;kendinde sevmediğin şeylermiş. Yani kendinde sevmediğin,onaylamadığın her ne var ve başkasında karşına çıkarsa tepkin hırçın ve eleştirel olurmuş.
Önce kendini düzeltmek bu yüzden çok önemli.Sen düzeldikçe,yargılaman,eleştirmen yok oluyor sanırım.
(bu bilgiyi nereden edindiğimi hatırlamıyorum ama, okumuştum bir yerde)

Seviyorum seni ve öpüyorum.

uctemmuz dedi ki...

söylediklerin doğru sanırım. ama bu yazı bununla çok ilgili değil.

dün senin yazını okudum, kendi duygularımı ekledim bu yazı ortaya çıktı.;)
aslında orada yazandan bambaşka bir şey anlatmak istediğim.
bir derdi olan insanın, hele bizimki gibi mühimse somurtup durmasını bekliyor insanlar.
akıllarda bu durumla ilgili klişe bir görüntü var, senden onu farketmeden de olsa bekliyorlar.
dudağına sürdüğün ruj, yüzündeki içten anlık bir gülümseme bazen karşındaki insana mahcup ediyor seni.

bunu anlatmak istemiştim.
benden de sevgiler canım.

uctemmuz dedi ki...

ve bu bazen beni öylesine sinirlendiriyor ki...dudağımı bir mendille silip, karşımdakinin suratına fırlatmak istiyorum.
ve bir de bağırmak:
Ne bilirsin lan sennnn? sana neee?

alpernatif dedi ki...

Kuş gibi hissediyor insan bazen di mi ?
ya çatıda durup rüzgardan korunmaya çalışıyorsun titreyerek
ya da kanatlarını açıp bırakıyorsun kendini,bakalım nereye kadar işin sonu diye :)

uctemmuz dedi ki...

Aynen öyle...:)