3 Temmuz 2018 Salı

sevmek bahsi

Ağızlara pelesenk olmuş sevgi, aşk kelimelerini duyduğumda yüzümde ekşi bir ifade oluşuyor. Hangi sevgi, nasıl aşk, temelleri ne, düşünülmeden ortaya atılmış bu kelimeler çok yorucu. Borçlandırıcı. Yük. İlk fırsatta kurtulunmak istenen.
Söyleyeyim size fırtınalar geliyor. Bilmediğimiz, tanımadığımız, rüzgar, hortum ve dolular. Hergün sosyal medyada pek çoğuna tanık olduğum 'kıyamet talepleri' bir şekliyle yerini buluyor gibi. Ne kendine, dolayısıyla ne de diğerlerine dürüst olamayan insan başına yağan, arabasını delip geçen buz tanelerini ki buzun aslı sudur, yumuşacık yaşatır seni... korkutucu bir imge olarak karşısında gördüğünde battaniyesini kendi üstünden çekip arabasına örtüyor.
Keşke o battaniyeyi vaktinde bir çocuğu ısıtmak için ihtiyaç sahibine verseydin.
Tanrı'nın gazabına uğruyorsunuz söylemi değil yazdıklarım... yani tam olarak değil, belki biraz dolaylı yoldan olabilir.
dünya belki de tek bir hücre, bir noktacık, hepimizin birbirimize bağlı olduğumuz gerçeği gözümüzün önünde durup duruyor.
Derin bir nefes alma zamanı. Her seferinde daha da temizlenerek, sakinleşerek, yumuşayarak ve iyilikte kararlaşarak derin nefesler alma zamanı.
Bir dur, bir düşün... kendi seçimlerinin önüne kimi koyduysan, yapman gereken her ne ise, onu bir başkasına pasladığın her an kaybettin.
Öfkeler birikmiş, damarları tıkayan pislik öbeği gibi temiz kanın vücutta dolaşmasını engelliyor.

Keşke şöyle temiz bir ağlasan. Bağıra bağıra, içten gelerek bir ağlasan. Yaptıklarına, korktuklarına, çekingenliklerine, kendin olamadığın her ana ağlasan. Kendin olmanın atar-gider yapmak olmadığını, kibre kaçmadan, 3. sınıf pop şarkısı nakaratıyla ortada dolaşmanın vakit kaybettireceğini görsen.
Keşke tv'yi kapasan. Gözlerini son kez kaparken 'şunu da yapsaydım' diyeceğin şeylere koşsan. O her ne ise... herkesinki kendine ait.
Vaktin olup bunları yapamadığında ama gerçekten çabaladığında, sakince kalabilsen.

Sevgi, aşk....sakin kalmaktır. Nefes alırken içini bir acı , bir tedirginlik, bir korku titreştiriyor ve o nefes en ince damarlarına dek gidemiyorsa bir tıkanıklık var demektir. Ağla, açılsın kanal. Gül, açılsın o kanal.
Şu an çoğunluğun benzer durumda olduğunu düşünürsek... mümkünse bunu tek başına yap.
Tek başına. Tek başına. Tek başına.
Korkma yalnızlıktan, kendini görmekten... kendini seveceğin bir haline getir. Sonra başkasını sevdiğini iddia et. Ve sev.
Çok yorulduk yüklerden çünkü var gibi yapıyorlar ve aslında yoklar.




Hiç yorum yok: