18 Nisan 2013 Perşembe

selam oradaki

yazmaya, ağzıma zevkle kocaman bir parça çilekli gofret atarak başlamak kötü bir fikirdi, kabul ediyorum. beni tekrar tekrar hayata çağıracak en ufak bir ihtimali bile kılıcımla ikiye bölmek isteyen bir kıvamdayım.
öyle ki;
bak yazıyorum ya şu anda...

sen öyle san..

görünmez ipler ellerimi, kollarımı bağlamış
beni ele geçirmişler
burada bile rahat kalamamışım meğer.
bunu anladım ve
çok kızdım!
çok!!!

şimdi yazacağım
mümkünse bol saçmalayarak
delirerek, her adımda biraz daha fazla çıldırarak...

normal olmanın başka yolu kalmadı!

o çok sevdiğiniz "hayatınıza" karışıverdim.
nerdeyse bir yıl oldu bile.
neden ölmekten korktuğunuza bir kez daha hayret ettim cınlarım.
hayret ettim çünkü
sizin hayatınız filan yok.
heyyyy...sana hayatın yok diyorum, beni duydun mu?


bunu farkedebilirim.
rahat ol.
çünkü ölümden geliyorum.


hayat nasıl bir şey olmalı konusu kafamda epey net anlayacağın.
ve
tekrar söylüyorum,
üzgünüm ama
senin
bir
hayatın
yok.

neyse, tehlike geçti sanırım..daha sert olmayacağım, çünkü o enfes kokulu gofretten bir yudum daha attım ağzıma.

bu noktaya bir isim vermek isterim.."kendimce"

HAYAT 101 NOTLARI

az sonra kendi açımdan bakacağım bölümlerden evvel, genel olarak en önemli meseleyi açıklıyorum:
kendin olamamak..
geri kalan herşey safsata.
kendin olmana izin yok.
olmaya kalktığın an o kadar çok yafta yersin ki
yemin ederim adım atacak halin kalmaz.
şimdi sıradaki parça:

A) İş Hayatı
iş ve hayat yanyana gelmemesi gereken iki kavram. eğer işten anladığın, ortaya bir eser çıkarmak, işleyişi değiştirmek, kolaylaştırmak, çözüm bulmak filansa..git öl. mutsuzluğu garantiledin çünkü.

B)EV VE DİĞER ŞEYLER..HANİ AİLE FİLAN
Bunlar kişisel gözlemler..kusura bakmayın, buradan baktığımda gördüklerimi yazıyorum ve derhal savunma kalkanımı ortaya koyuyorum (hiç birinizle uğraşmaya mecalim yok çünkü) yani: İstisnalar kaideyi bozmaz diyerek...


karını, kocanı, çocuklarını, anneni, babanı, kardeşlerini, komşularını, akrabalarını, arkadaşlarını...gerçekten sevdiğine emin misin?

sorum bu kadarcık.

cevabı sizi bağlar.

3) AŞK

İşte bu en ağızlardaki sakız kavram.
ne çok aşk isteyen var ne çok.
ben de istiyordum, yalan yok.
şimdiyse sadece bir gülümseme kaldı geriye.
şu an bana aşk kelimesi sana ne hissettiriyor desen
"süt tozu ne ilginç bişey değil mi? hem süt tadı veriyor, hem beyaz hem de toz..tuhaf yani.."
derim.
ve dedim.

ve yine ekliyorum, peki...İstisnalar kaideyi bozmaz.
o istisnaları da uluorta her yerde görmek mümkün olmaz zaten.

4) GÜNLÜK HAYAT

Sanırım bu pek çoğu için TV demek oluyor..gerisi de yukarıda saydıklarım zaten..ha bi de futbol, siyaset filan var..o konularda yorum bile yapmayacağım. (çok da umrunuzdaydı benim yorumum)

şunlar var bir de..
bir kadın, bir adam, çeşitli boylarda çocuklar..
bir cafede otururlar
ya da
restoranda
adam kadının omzundan uzak diyarlara bakar
kadın adamın omzundan başka diyarlara.
arada konuşurlar mı?
hı, galiba evet.
bilmem ki nedir konuştukları?

belki de çok mühim ve güzeldir
ne demiştik

İstisnalar kaideyi bozmaz.


sonra gençler var.
amanın ne eğlence, bini bir para çok komik ötesi fotoğraflar.
hepsi çılgın filan.
o derece ki neredeyse hepsi birbirinin aynı.
***

ben, insan kardeşlerim...

hastane pencerelerinden hayata bakarken
bambaşka şeyler hayal etmiştim.
güzel insanlar da olacaktı.
heyecanlı insanlar da olacaktı.
yenilmemiş, yenilmeyecek insanlar.
öyle ki
her ne ise bir tutkunun peşine düşmüş olacaklardı
çocuksu bir neşeyle
o heyecanın peşinde koşuyor olacaklardı

küçük bir tostçu dükkanı açmak mıdır
bir sandal satın alıp, balık avlamak mıdır
başka bir ülkenin havasını koklamak için çabalamak mıdır
sevdiği adam, kadın için ta gönlünden kopmuş dizeler yazmak mıdır
bir bebeği mutlu etmek midir...

her ne ise..

bir temiz hayalin peşine düşmüş
koşan insanlar da olacak sanmıştım.

samimiyetle san mış tım.

yokmuş.

çok üzgünüm biliyor musun blog.

çünkü her an dönüşüyorum
benziyorum
benzemekten korkuyorum
ve başka çıkar yol yok.
çok üzgünüm.

çünkü
kendin olduğunda
kalbini feci kırıyorlar.















4 yorum:

lale dedi ki...


Sen, hey oradaki dedin ya,ben de koştum geldim...Efendim demeye...

Hayat acaip bişi Ünsalım, çok kırılgan azcık zorladın mı? çaat diye kırılıveriyor ortadan ikiye. Yapıştırdın mı? tamam bütün gibi görünüyor da ,çatlak orada,izi orada..Yapıştığı yerden her an kırılabilir ya da başka bir yerinden. Çok üstünde düşünmemek lazım galiba...

Bu akşam misafirim gelecekti, herşey hazırdı,iş beklemeye kalmıştı. Yatağa uzandım biraz,dinlenmek için... Ama tam o sırada, tam da annemi kaybettiğimiz an gözümün önünde beliriverdi...O an ,hiçbir şeyin önemi kalmadı.

Vur artık gözüne şu dünyanın,istersen ''z'' harfinin yerine başka bir harf de koyabilirsin.

uctemmuz dedi ki...

o geri dönüşler, canı istediği an gelip yakalıyor. ki insan perişan oluyor Lalem. belki zaman o nedenle göreceli, bazen tüm anların içinde yaşıyoruz gibime geliyor. neyse de, vur demekle olmuyor, olamıyor. şartları ne kadar zorlarsan zorla.

Ece dedi ki...

Okudum..Birşey yazmaya elim varmıyor bir türlü. Halbuki yanyana olsak,ne çok şeyim var anlatacak,yorumlayacak., sorularım var soracak.Ama çok yavan olacak burada ve değerini kaybedecek.
Gelebilsen ya keşke..
Değerlisin sen..Benim için de öylesin.

uctemmuz dedi ki...

son cümlen için ayrıca teşekkür ederek..
hala kavuşamadık ecem..ama artık epey yaklaştım size..geçen hafta oradaydım fekat bir arkadaşıma söz vererek gelmiştim..bu kez sana söz vererek gelirim. o konuşmayı yapmayı hakettik ikimz d.