şimdi var ya..benim en büyük sıkıntım şu oldu son zamanlarda.
ben kendimi anlatamadım.
dinledim hep, çok dinledim.
anlatmadım değil, anlatamadım. seçim meselesi gibi görünse de ikisinin arasındaki fark..aslında değildi, elimi kolumu bağlayan şeyler vardı.
anlatsam ayakta kalamazdım ve özne ben değildim, ayakta kalmalıydım.
şu yazdığım iki yazıyla anlattım kendimi. ilk defa.
bana iyi geldi.
içimden geldiği gibi anlattım.
yazdıklarım hem oğluma bir güzelleme olsun istedim ki bunu çok az yapabildim.
hem de azıcık karnımın şişi insin istedim.
süslü bir laf yok bunu anlatacak, karnımın şişini indirmek istedim.
böyle oldu.
ve sizlere azıcık bile olsun sıkıntı verdiysem affedin.
öptüm, gittim.:)
4 yorum:
haydaaa...Kumum yayınladım yorumunu..hatta okuyunca kendimi tutamayıp güldüm. he he he diye.
ayarlara bakıyorum yayınlanmış görünüyo, anlamadım ne iş.
kıs o kadar mı sıktım canınızı? tamam gitçem yapraklara anlatıcam bundan sonra derdimi. öpüyorum seniii.
merak edenlere not:
Kum demiş ki:
yok canım rica ederim ne demek...:)
Deli kadın, blog şifreli olunca yeni yazı girdiğin anlaşılmıyorda ondan...
Güzellemen çok ama çok güzeldi... Çok yakışmıştı oğluna... İstediğini yaz, bağır çağır. Dinleriz, anlarız... Sen içinden nasıl geliyorsa öyle yap...
Öptüm çok
heh işte..böyle şifreli olunca bari bağırabiliyorum. halbuki hiç sevmem böyle şifre, kapı, duvar. mecbur kaldım. belki de aniden yıkarım duvarları onu da bilmiyorum. Lale iyi ki varsınız.
Yaz bi kere..Hep yaz..Karnının şişi sönene kadar hep yaz. Sıkıntı duyacak kimse yok buralarda. Sadece yanında oturup dinleriz.
Söz sana; hiç lafını kesmeden dinleyeceğim seni. Arada yanağına bir öpücük kondurarak...
Yorum Gönder