27 Mayıs 2011 Cuma

.

hunharca bir oraya bir buraya savrulurken ve de canın yanarken, kendi içinden dışına çıkıp, kendine bakarken ve gördüğün sen kendine yabancı gelirken.."neye üzülmüş bu kadar a a?" derken ve benim de acı duymam lazım, gördüğüm bu kadın acı çekiyor derken o anda beklenmedik hüzün dolu bir kahkaha bulur da seni ya hemen akabinde ya da daha kahkahan bitmeden suçluluk gelir seni duvara çiviler..ah oysa gülmüştün ve gülerken anlamadan tekrar kendi içine dalmıştın, içinden dışarıya bakıyordun, acı çeken kadın yokolmuştu ve şimdi suçluluk yine seni kendi içinden dışarı püskürttü. ne kadar da zavallısın kendi içinde bile düzgün ve rabıtalı değilsin.
sen nesin?

4 yorum:

Ece dedi ki...

İNSANSIN HEM DE ÇOKK!!
Öpüyorum canım. Geç kaldım ama olsun..

uctemmuz dedi ki...

hepsini okudum cevap veriyorum.. sen bir kadınsın.. üçtemmuz nikli bir kadın.. doğuran üreten.. saklayan toplayan.. anlamlandıran amaçlandıran direnen direten.. hatırlayan.. umursayan.. değernlendiren seven emek veren destek veren bir kadın.. ve daha binbir güzel sıfatla tanımlanabilen bir kadın.. ben de demiştim anneme.. mutluluğunu benim başıma gelen iyi şeylere bağladın.. yaşamı benim açımdan yaşıyorsun gt ve kendin için yaşa diye.. dersen şimdi görmüşsündür hanyayı konyayı görmedim.. sorumluluklarımı yadsımasam da.. kendi yaşamıma düşkünüm.. ama bu bir karakter.. biliyorum.. peki ben şimdi ne yapacağım demiştim.. saime hanım gözlerini sonunda huzurla yumduğunda.. işim kalmadı var olma nedenim kalmadı gibi gelmişti.. hem de çocuğa hastaneye kocaya ve eve rağmen.. doldu sonra yaşam.. başka kayıplar oldu.. hep önce boşluk.. duygusal anlamda değil kastim.. zamanımda elle tutulur olarak boşluk.. doldular.. özlemler hep orda da olsa.. amaçlar diziliyor bir süre sonra önüne Daha fazlası...
atalet-buduar tarafından ben bir ne'yim? hakkında tarih: 30.05.2011


ataletim yorumunu yayınladığım halde silindi..bu nedenle kopyala yapıştır yaptım. eve gittiğimde uzun uzun okuyup cevaplamak isterim..

laleninbahcesi dedi ki...

sensin O...BAŞKA KİMSE DEĞİL...Ben teselli edilmekten hiç hoşlanmam biliyomusun daha bi coşarım, azarım. O yüzden sana diyorum ki; üç temmuzum acıyacak , kanayacak ama birlikte yaşamayı öğreneceğin bir yaran var artık. Şimdi güzel anılarını düşün saadece...
Çok öpüyorum seni çok çok

uctemmuz dedi ki...

Onun bana öğrettiklerini hiç unutmayacağım. sevgimizin bedelini birlikte ödemiş gibi görünsekte, onun mücadelesi çok daha zorlu oldu. Çok vakurdu, çok onurlu, akıllı ve tatlı. Hiç belli etmeden, bizi coşturmadan, korkutmadan söylemek istediklerini bize söyledi.

Hayallerimiz vardı evet. Kendimi zorlamadan, sıkıp, bunaltmadan onları gerçekleştirmeyi isterim artık..olmadı mı? olmasın ne var..hayalleri krarken mutluyduk..ve şimdi anlıyorum ki..gerçekleşmeyecekleceklerini önceden anlamış ve buna tatlı bir şekilde gülümsemiştik.

Benim açımdan..inanılmaz güzellikte bir hediyeydi O. her anını sevdim, değerini ilk zamanlar anlayamadım.cahil, kaba ve kuralcıydım, insanları sadece iyi sandığımız şeylerin beklediğine inanıyordum.

İyinin göreceli olduğunu öğrendim. Gerçekten konuşmanın, kalp kalbe olmanın, bir insanın başka bir insana her şeyiyle aşkla bağlanabileceğini anladım. bağlandım, çok huzurluyum.

Yolları açıp dikenleri temizlemek istedim.

Onu benim yavrum olduğu için de sevmiş olabilirim. ama bundan daha fazlası. O'nı bir insan olarak çok sevdim. Azmine, kararlığına, mantığına, kendini geliştirme çabasına ve tertemiz kalbine aşık oldum.

Hiç bir şey bize ait değil.

Hediyelerin, bize verilmiş her anın tadını çıkarmalıyız. Tüm evren bize bir şey anlatmaya çalışıyor. ssss...dinle, bak...